
Alman sinemasının gün geçtikçe parladığının en büyük kanıtıdır bu film bence. Evet, Das Experiment tüylerimizi diken diken etti, Lola Rennt "Vay be!" dedirtti, Der Untergang çok etkileyiciydi, Goodbye Lenin çok güzeldi... Bu liste daha da uzatılabilir elbette. Ama gelin görün ki Das Leben Der Anderen eşi benzeri olmayan bir film.
Filmin biri oscar olmak üzere onlarca ödül alması da zaten bu dediğimi kanıtlar nitelikte. Üstelik de yazan ve yöneten Florian Henckel von Donnersmarck isimli gencecik bir abi. Hem de ilk uzun metraj filmi. Başrolde de Wiesler rolüyle Ulrich Mühe var. Bana kalırsa öyle bir oyunculuk sergilemiş ki diğer herkesin ve herşeyin önüne geçmiş.
İlk sahne, 1984'te Doğu Almanya Güvenlik Teşkilatı için yetiştirilen gençlerin olduğu bir dersle başlıyor. Wiesler sorgularından birini dinletiyor öğrencilere. Ve biz kendisinden nefret ediyoruz. Son sahne Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra bir kitapçıda bitiyor. Ve film biterken bu sefer kendisine sarılmak istiyoruz.
İşte sabit fikirleri ve katı ilkeleri olan Wiesler'in bu değişiminin her adımını buraya yazmak geliyor içimden ama heyecanı kaçırmayayım. Gizli servisten gönderilip evlerini dinleyip haklarında rapor tuttuğu sanatçı çiftin, Wiesler'in içindeki o sarılınası adamı ortaya çıkartışı daha güzel anlatılamazdı.
Filmin sonundaki diyalog asla unutulmayacak şekilde hafızalara kazındı:
Buchverkäufer: 29,80. Geschenkverpackung?
Hauptmann Gerd Wiesler: Nein, es ist für mich.